HZ. İSA (A.S)'NIN YERYÜZÜNE DÖNÜŞÜ
Daha
önceki bölümlerde Hz. İsa'nın gelişi konusunun
Hıristiyanlık için çok önemli olduğunu belirtmiştik.
Bunun sebebi Kitab-ı Mukaddes'i oluşturan Eski
Ahit (Tevrat ve Musevilerin diğer kutsal yazıları)
ve Yeni Ahit'te (dört İncil ve diğer risaleler)
ahir zaman ile ilgili açıklamaların olmasıdır.
Özellikle Hz. İsa'nın gelişi konusu İncil metinlerinde
önemli yer tutar.
Tevrat ve İncil'de gelecekte olacak olaylarla ilgili olarak çeşitli izahlar yapılmıştır. Bilindiği gibi günümüzdeki Tevrat'ta Hz. İsa'nın adı geçmemekte, ancak kurtarıcı bir Mesih'in geleceği bildirilmektedir. Musevilerin "Mesih" sıfatıyla ahirzamanda bekledikleri mübarek şahıs, aslında Müslümanların beklediği "Hz. Mehdi"dir. (Detaylı bilgi için, bkz. Hz. Mehdi, Hz. İbrahim'in Neslindendir, Araştırma Yayaıncılık, 2008) Dolayısıyla İslamiyet'teki "Mehdiyet", Musevilerin kutsal kabul edilen kaynaklarında "Mesih" olarak geçer. Tevrat'a ve Musevilerin diğer kutsal kaynaklarına bakıldığında, "Mesih" olarak anlatılan kişinin Mehdi (as)'ın özelliklerine sahip olduğu, faaliyetlerinin ve dünyada vesile olacakları değişikliklerin de aynı olduğu görülmektedir.
Ancak Hıristiyanların "Mesih" olarak yeryüzüne ikinci gelişini bekledikleri Hz. İsa, "Mehdi (as)" değildir. Müslümanlar da Hz. İsa'nın ahir zamanda yeniden dünyaya geleceğine inanmaktadırlar; ancak Hz. İsa geldiğinde Medhi (as)'a tabi olacak, Allah'ın izniyle yegane hak din olan İslam ahlakının yeryüzüne hakim olmasına, bu iki mübarek insan birlikte vesile olacaklardır. Pek çok sahih hadiste yer alan bu bilgiler, Hz. İsa ile Hz. Mehdi'nin ortaya çıktıkları dönemde biraraya geleceklerini ve karşılıklı diyalog içerisinde olacaklarını göstermektedir.
İncil'de özellikle Hz. İsa'nın ikinci gelişi, bunun işaretleri ve son zamanlar hakkında çok sayıda açıklamaya rastlamak mümkündür.
Kuran ayetlerinde bizlere Tevrat
ve İncil'in zaman içinde tahrif edildikleri ve
bu nedenle de içlerinde çeşitli yanlış inanışlar
barındırdıkları haber verilmektedir. Yani bu kitaplarda
hak bölümler olabileceği gibi insanlar tarafından
eklenmiş, hatalı bilgiler de bulunmaktadır. Bu
nedenle de Tevrat ve İncil'de yer alan açıklamaları
Kuran ayetleriyle ve Peygamber Efendimiz (sav)'in
hadisleriyle uyumlu oldukları ölçüde değerlendirmeye
almak gerekmektedir. Ancak aşağıdaki örneklerde
de görüleceği gibi ahir zaman ve Hz. İsa'nın yeryüzüne
ikinci kez gelişiyle ilgili haberlerin büyük bir
kısmı, İslami kaynaklarla büyük bir paralellik
göstermektedir.
Hıristiyanlar hem Tevrat'ı, hem
de İncil'i kendilerine kaynak kutsal kitap olarak
gördüklerinden son zamanlarla ilgili konuları
bu iki kitabı birlikte yorumlayarak açıklamaktadırlar.
İncil incelendiğinde, Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne
gelişinin temel konulardan birisi olduğu görülmektedir.
Bu açıklamalarda Hz. İsa'nın gelişinden önce ve
sonra belirecek doğa olayları, toplumsal hadiseler
anlatılmaktadır. Günümüzde Peygamber Efendimiz
(sav)'in de hadislerinde detaylı olarak bildirdiği
bu alametlerin çoğunun önceki zamanlara kıyasla
dikkat çekici tarzda ortaya çıktığına şahit olunmaktadır.
(Detaylı bilgi için bkz: Kıyamet
Alametleri, Harun Yahya, Kültür Yayıncılık,
2001) İlginç olan söz konusu işaretlerin biri
veya ikisinin değil, hemen hepsinin birbiri peşi
sıra günümüzde ortaya çıkıyor olmasıdır. Böylece
içinde yaşadığımız zamanın söz konusu ahir zaman
olduğunu, başta İslami kaynaklara göre, hem de
Tevrat ve İncil'e dayanarak söylemek mümkündür.
Hz. İsa'nın
yeryüzüne ikinci gelişi ile ilgili İncil açıklamaları
Hz. İsa'nın dönüşüne ilişkin
İncil'in 210 bölümünde 318 farklı açıklama vardır.
Aşağıda bazılarına yer vereceğimiz bu açıklamalarda
Hz. İsa'nın Allah Katına alınışı ve yeryüzüne
geri geleceğine dair çok açık ifadeler bulunmaktadır:
"... Çünkü size
yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam,
siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye gelip
sizi yanıma alacağım." (Yuhanna, 14: 2-3)
... Sizden göğe
alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse,
aynı şekilde geri gelecektir. (Elçilerin İşleri,
1: 11)
Bunun için size,
`İşte Mesih çölde' derlerse gitmeyin. 'Bakın,
iç odalarda' derlerse inanmayın. Çünkü İnsanoğlu'nun
gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan
görülen şimşek gibi olacaktır. (Matta, 24: 26-27)
Bunun için siz
de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir
saatte gelecektir. (Matta, 24: 44)
Mübarek ve tek
Hükümdar, kralların Kralı, rablerin Rabbi, ölümsüzlüğün
tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir
insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı, Mesih'i
belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır. Onur ve
kudret sonsuza dek O'nun olsun. Amin. (Timoteusa
1. Mektup, 6: 15-16)
Bundan böyle, doğruluk
tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç olan
Rab, o gün bu tacı bana, ve yalnız bana değil,
O'nun gelişini özlemle beklemiş olanların hepsine
verecektir. (Timoteos'a 2. Mektup, 4: 8)
Göksel Egemenliğin
bu müjdesi tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere
bütün dünyada duyurulacak, ve son o zaman gelecektir.
(Matta, 24: 14)
"O zaman İnsanoğlu'nun
belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün
halklar ağlayıp dövünecek. İnsanoğlu'nun gökteki
bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini
görecekler." (Matta, 24: 30)
"Melekler 'Ey Celileliler,
neden göğe bakıp duruyorsunuz?' diye sordular.
Sizden göğe alınan bu İsa, göğe gittiğini nasıl
gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir." (Elçilerin
İşleri, .1: 11).
"Oysa bizim vatanımız
göklerdedir. Ve oradan Kurtarıcı olan ... İsa
Mesih'i bekliyoruz." (Filipililere Mektup, 3:
20).
"İşte, bulutlarla
geliyor! Her göz onu görecek...." (Vahiy, 1: 7)
Kardeşler, bilgiçliğe
kapılmanızı önleyecek şu sırdan habersiz kalmanızı
istemem: İsraillilerden bir bölümünün yüreği,
diğer uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya
dek nasırlaşmıştır. Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır.
Yazılmış olduğu gibi: "Kurtarıcı, Siyon'dan gelecek
ve Yakup'un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracaktır.
(Romalılara Mektup, 11: 25-26)
İncir ağacından
ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce,
yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı
şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde
bilin ki, İnsanoğlu (İsa) yakındır, kapıdadır.
(Matta, 24: 32-33)
İnsanoğlu kendi
görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince,
görkemli tahtına oturacak. (Matta, 25: 31)
Daha önce de vurguladığımız
gibi Hz. İsa'nın ikinci gelişiyle meydana gelecek
bu hakimiyet, adaletin, zenginliğin, güzel ahlakın
hakim olduğu bir dönem olacaktır. Bu konuda İncil'in
çeşitli bölümlerinde verilen bilgilerden bazıları
şunlardır:
"Ne mutlu halim
olanlara; çünkü onlar yeri miras alacaklar. (Matta,
5: 5)
Bunun için siz
şöyle dua edin: ...Egemenliğin gelsin. (Matta,
6: 9-10)
İnsanlar doğudan
batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın
Egemenliğinde sofraya oturacaklar. Ve işte, sonuncu
olan bazıları birinci olacak, birinci olan bazıları
da sonuncu olacak." (Luka, 13: 29-30)
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: "İncir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın. Bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman, yaz mevsiminin pek yakın olduğunu kendiliğinizden anlarsınız. Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, Allah'ın Egemenliği yakındır." (Luka, 21:29-31)
O zaman Kral, sağındaki kişilere, "Sizler... (Allah'ın) kutsadıkları, gelin!" diyecek. "Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın!" (Matta, 25:34)
Kutsalların dünyayı yargılayacağını bilmiyor musunuz?... (Korintoslulara I. Mektup, 6:2)
Ahir zamanda meydana gelecek olan alametlerde, din ahlakının dünyaya hakimiyeti ile ilgili açıklamalarda İslam dini ile Hıristiyanlık ve Yahudilik arasında büyük bir uyum olduğu açıktır. Bu uyum, üç dinin mensuplarının da büyük bir bekleyiş içinde olmalarına vesile olmuştur. İşte içinde bulunduğumuz dönem, bu mucizenin gerçekleşmesinin en çok beklendiği ve belki de en yakın olduğu dönemdir. Bu ise bütün inananları şevklendirecek büyük bir müjdedir. |