HÃSEYÄ°N HÄ°LMÄ° IÅIK
"HZ. MEHDÄ° (A.S.)": Hz. Mehdi (a.s.), ahir zamanda dünyaya gelecekdir. Adı, Muhammed, babasının adı Abdullah'dır. Resullulah (SAV) efendimizin soyundan olacakdır. Ä°sa aleyhisselamla buluÅacak, mezhebleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adalet olacak, Eshab-ı Kehf, uyanıp maÄaradan çıkarak, Hz. Mehdi (a.s.)'nin askeri olacakdır.
Bazı saf kimseler, büyük zannetdikleri kimselere Mehdi demekdedir. Hz. Mehdi (a.s.)'nin alametlerini Resulullah (SAV) efendimiz bildirmiÅdir. Ä°bni Hacer-i Mekki'nin (Alamat-ül-Mehdi) kitabında ve Suyuti'nin (El-Bürhan) kitabında bunlardan ikiyüze yakın alamet yazılıdır. (El-Fütuhat-ül-Ä°slamiyye), ikinci cüz, ikiyüzdoksanyedinci sahifesinde diyor ki, "Beklenilen Hz. Mehdi (a.s.), Hazret-i Fatıma'nın soyundan olacakdır". Mekke'de zuhur edecekdir. O zeman, Müslümanlar halifesiz olacakdır. Ä°stemediÄi halde, zor ile halife yapılacakdır. Zuhur edeceÄi zeman ve yaÅı ve ömrü kesin belli deÄildir). Hz. Mehdi (a.s.) çıkacaÄı zaman yeryüzünde halife bulunmayacaÄı ve Mehdiliklerini i'lan edenlerin Hz. Mehdi (a.s.) olmadıkları, buradan anlaÅılmaktadır.
Birçok hadis-i Åeriflerde buyuruldu ki, (Hz. Mehdi (a.s.)'nin baÅı hizasında bir bulut olacakdır. Bulutdan bir melek: Bu Hz. Mehdi (a.s.)'dir, sözünü dinleyiniz!) diyecekdir. Bir hadis-i Åerifde buyuruldu ki (Ä°smini duyduÄunuz kimselerden, yeryüzüne dört kiÅi malik oldu. Ä°kisi Mü'min, ikisi de kafir idi. Mü'min olan iki kiÅi, Zülkarneyn ile Süleyman "aleyhisselam" idi. Kafir olan ikisi de, Nemrud ile Buhtunnasar idi. BeÅinci olarak, yeryüzüne, benim evladımdan biri, yani Hz. Mehdi (a.s.) de, malik olacakdır).
Bir hadis-i Åerifde buyuruldu ki: (Kıyamet kopmadan önce, Allahü teala, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur ve dünyayı adaletle doldurur. Ondan önce dünya zulmle dolu iken, onun zemanında adl ile dolar). Bir hadis-i Åerifde buyuruldu ki:
(Eshab-ı Kehf, Hz. Mehdi (a.s.)'nin yardımcıları olacakdır ve Ä°sa "aleyhisselam" bunun zamanında gökden inecekdir. Ä°sa "aleyhisselam", Deccal ile harb ederken, Hz. Mehdi (a.s.), onunla beraber olacakdır. Bunun hükümdarlıÄı zamanında , her zemankinin aksine olarak ve hesabların tersine olarak, Ramazan-ı Åerifin ondördüncü günü güneÅ tutulacakdır ve birinci gecesinde ay tutulacakdır).
O halde, insaf etsinler ki, bu alametler, (cahillerin, Hz. Mehdi (a.s.) zannetdikleri kimselerde ve) o ölen adamda var mıdır, yok mudur? Hz. Mehdi (a.s.)'nin daha birçok alametlerini, Muhbir-i sadık "aleyhissalatü vesselam" haber vermiÅdir. Ahmed ibni Hacer-i Mekki hazretleri (Elkavlülmuhtasar fi alamatil-Mehdi) ismindeki kitabında, Hz. Mehdi (a.s.)'nin ikiyüze yakın alametlerini yazmıÅdır. GeleceÄi bildirilen Hz. Mehdi (a.s.)'nin alametleri meydanda iken, baÅkalarını Mehdi sananlar, ne kadar cahildir. Allahü teala, onlara, doÄruyu görmek, nasib eylesin! (Celaleddin-i Süyuti'nin, "Cüz'ün minel-ehadis vel-asar-il-varide-ti fi hakk-ıl-Mehdi) kitabında da Hz. Mehdi (a.s.)'nin alametleri bildirilmektedir). (s. 60-61)
Ä°mam-ı Rabbani "rahmet-ullahi aleyh", ikinci cildin altmıÅsekizinci mektubunda buyuruyor ki, hadisi-i Åerifde (Yeryüzünü küfr kaplamadıkça ve heryerde küfr ve kafirlik yapılmadıkca, Hz. Mehdi (a.s.) gelmez) buyuruldu. Bundan anlaÅılıyor ki, Hz. Mehdi (a.s.) çıkmadan evvel, küfr ve kafirlik her tarafa yayılacak, Ä°slam ve müslimanlar garib olacakdır. (H.Hilmi IÅık, Saadeti Ebediye s. 350)
MEVDUDÄ°
...Fakat Åu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. Ä°ster çok yakında isterse çok sonraları olsun, farketmez, O, peygamberimizin hadislerinde açıkça tanımlanmıŠolan Ä°mam Mehdi'dir. O'nunla ilgili olarak bazı iÅaretler de yine bizzat peygamberimiz tarafından açıklanmıÅtır.
Bu iÅaretler, Müslim, Tirmizi, Ä°bni Mace ve diÄer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıÅtır. Bize bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek istiyoruz.
Åuna inanıyoruz ki, Ä°mam Mehdi geldiÄi zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım Åudur: çaÄın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneÄine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından baÅkası olmayacaktır. Ãünkü onlar göreceklerdir ki, bu insanın, tasavvurlarındaki Hz. Mehdi (a.s.) ile hiçbir ilgisi yok.
Hz. Mehdi (a.s.), geldiÄi zaman, Müslümanlar'ın düÅünce ve inançlarında bulunan cahiliye pisliklerini temizlemeye çalıÅacak, en saf Åekliyle Ä°slam'ı ortaya koyacaktır. Ä°slam'ı her alanda hakim kılmak için çalıÅacaktır. Kendisine ait veya kendisinin oluÅturduÄu bir iddia veya davası yoktur. Bunun karÅısında cahiliye de boÅ durmayacak, bütün gücüyle 'batılı' hakim kılmak için çalıÅacaktır. Ama hak için yapılan bu büyük cihadda Allah(cc)'ın yardımıyla Müslümanlar galip çıkacak, cahiliye hezimete uÄrayacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.)'nin hak davası için olan bütün çalıÅmaları Ä°slam'ın dünyaya hakim olmasına vesile olacak, bütün dünyada bir Ä°slam nizamı tesis edilecektir. Ä°slam'ın bu hakimiyetini, sadece yönetim biçimi içinde ele almak yanlıÅtır. Ãünkü, Ä°slam'ın hakimiyeti her alanda gerçekleÅecektir. Bütün bunların sonunda hadiste de belirtildiÄi gibi "yerde ve gökte bulunan herkes mutlu olacaktır."
Bir Müslüman olarak, Ä°slam'ın hakimiyetini görmenin özlemi içindeyiz. Bunu görebiliriz veya göremeyiz, önemli olan bu deÄildir. Ãnemli olan bu gaye için gayret göstermek, çalıÅmaktır. Nihai fethin komutanını zihnimizde tasavvur edersek göreceÄiz ki, böyle bir zaferin imamı ile halkın tasarladıÄı imam arasında hiçbir benzerlik yoktur. Böyle bir liderin geleceÄine olan inancı, hayretle karıÅlayanlara ÅaÅmamak, doÄrusu elden gelmiyor...(Mevdudi, "Ä°slam'da Ä°hya Hareketleri", s. 52-55)
MAHMUD ESA'D COÅAN
...Ben bazı arkadaÅlara dedim ki: "Bakın Hz. Mehdi (a.s.) kıyamet alametlerinden birisidir, çıkacak. Onun zamanında yaÅayan insanlar, (velev habven ales selci) buz üzerinde emekleyerek dahi olsa, ona ulaÅıp, onun askeri olmaları lâzım!..."
...Hz. Mehdi (a.s.) sevgisi hepimizin içinde vardır. Hz. Mehdi (a.s.)'ye baÄlanmak arzusu hepimizin arzusudur...
(Prof. Dr. Mahmud Es'ad COÅAN, "Güncel Meseleler")
MEHMET ÅEVKET EYGÄ°
Ashabın büyüklerinden Ka'b hazretlerinin (RA) Resulullah Efendimiz hakkında nazmettiÄi "Banet Sü'ad" adlı kasideye, ondukuzuncu asır Osmanlı ricalinden Eyüb Sabri PaÅa "Azizü'l-Asar" adıyla bir Åerh yazmıŠve bu 1291 yalında Ä°stanbul'da 283 sahife olarak basılmıÅtır. Bu kitabın 176'ncı sayfasından özetle Åöyle yazılmaktadır:
"Bazı keÅif sahipleri Hazret-i Ä°mam Mehdi radiyallahu anh'ın 1400 hicri yılında zuhur edeceÄini tahmin etmiÅlerdir... Bazıları ise 1422 yılını göstermiÅtir."
Åu anda hicri 1419 yılındayız. Hz. Mehdi (a.s.)'nin zuhuruna az kalmıÅtır. Gerçi Åu anda Müslüman kesimde Mehdi olduklarını iddia eden veya Mehdi oldukları iddia edilen bir sürü adam varsa da, bunların ahir zamanda zuhur edeceÄi haber verilmiÅ olan hakiki Hz. Mehdi (a.s.) ile alakaları yoktur. Bazı büyük Ä°slam alimleri Hz. Mehdi (a.s.) ile ilgili müstakil eserler kaleme almıÅlardır. Hz. Mehdi (a.s.)'nin babasının ismi, kendi ismi, bazı evsafı hakkında bilgiler verilmiÅtir.
Åu anda Müslümanlar kendi akıllarıyla birleÅemiyor, kurtulmak, izzet bulmak için yapılması gereken hizmet ve faaliyetleri yapamıyor. Artık Hz. Mehdi (a.s.)'yi beklemekten baÅka çare kalmamıÅtır. Bakalım Hz. Mehdi (a.s.) zuhur edince yalancı Mehdiler ne yapacaktır?
Haberlerde Mehdi Hazretleri zuhur edince bir kısım ulemanın onu tanımayacaÄı, karÅı geleceÄi bildiriliyor. Bunlar ulema-i su'dur. Müslümanları oyalayan, afyonlayan, aldatan, uyutan kiÅiler... (Mehmet Åevket Eygi, Milli Gazete, 15/06/1998)
MUSTAFA KAPLAN
Mehdilik konusunda yapmıŠolduÄu ciddi araÅtırmalarla tanınan Mustafa Kaplan, Risale-i Nur ıÅıÄı altında Hz. Mehdinin bu zamanda yaÅadıÄıyla ilgili olarak yazmıŠolduÄu yazılarda okuyucularına Åunları belirtmiÅtir:
"Evet, İsrail devletini hak ile yeksan edecek olan Hz. Mehdi (a.s.)aleyhisselam hayattadır.
...Onların mesih diye beklediÄi aslında "büyük deccal" denen fitne baÅıdır. Oda günümüzde hayattadır, sanırım henüz çocuktur. Onu dünya yüzünden temizleyecek olan gerçek mesih Hz.Ä°sa (as) ise zaten diridir ve rabbimizin katındadır. Belki dünyaya gönderilmiÅtir, belkide gönderilme zamanı çok yaklaÅmıÅtır. (04-04-1997 Akit Gazetesi)
Mustafa Kaplan; Bediüzzamanın mehdiyi müjdelediÄini, mehdinin Risale-i Nurları kendine program yapacaÄını,baÅkalarının sandıÄı gibi, Said Nursinin ahirzaman mehdisi olmadıÄını, bir okuruna cevaben yazdıÄı Åu yazısında da görebiliriz:
...1400 senedir Ä°slam ümmetinin dört gözle beklediÄi Hz. Mehdiyi anlatan Bediuzzaman hazretleri , o zatın üç mühim vazifesi olacaÄını söylüyor... aynı üstad Hz.Mehdinin kendisine program yapacaÄı eserlerin kendi yazdıÄı Risale-i Nur külliyatı olduÄunu ise baÅka bir eserinde aynen Åöyle diyor: "sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nuru bir program olarak neÅr ve tatbik edecek" (sikke-i tasdiki gayb s. 9)
Kıymetli okuyucumuz eÄer Åu sayfa numaralarını verdiÄim eserlere bakarsa , Bediuzzaman Hazretlerinin böyle söylediÄini görecektir...
Bendeniz Bediuzzaman hazretlerinin "ilham-i ilahi" ile yazdıÄına yürekten inanıyorum. Nasıl bugüne kadar söyledikleri birer birer gerçekleÅmiÅ ise bu söyledikleride aynen gerçekleÅecektir. Yani bütün islam alemini ittihad ettirecek olan Hz. Mehdi (a.s.), müslümankarın imanlarını iÅte bu Risale-i Nur külliyatı ile kurtaracaktır. Demek o zatın programı bu eserlerdir.
Ä°nanmayanları zorlama gücümüz yoktur. Nasıl olsa zuhur gerçekleÅince gerçekte ortaya çıkacaktır (05-08-1998 Akit Gazetesi)
Yine baÅka bir yazısında aynı konuyla ilgili olarak:
"...demek Risale-i Nur un asıl sahipleri olan Hz.Mehdi ve talebeleri gelince Bediuzzaman hazretlerinin 1911 senesinde müjde verdiÄi "osmanlı ülkesinden çıkacak büyük bir parlak nur" haberi inÅaallah madde alemindede gerçekleÅecektir. Zaten yukarıya emirdaÄ lahikasından aldıÄım pasajın (EmirdaÄ Lahikası,c.2, s. 108) son cümlesine bakan, bunu anlamakta tareddüt etmez.
Diyor ki "belki inÅaallah, o görüÅ, yüz sene sonra nurların ektiÄi tohuımların sümbüllenmesi ile aynen o geniÅ daire nur dairesi olacak, onun yanlıŠtabirini sahih gösterecek." (a.g.e)
Ãstadın yanlıŠtabir ettiÄini söylediÄi konuÅmanın üzerinden yüz sene geçmesi için Åurada ne kaldı... Mana gözü açık olanlar, söylenenlerin tahakkuku için fazla bir zaman kalmadıÄını görmekte gecikmezler. (07-02-2000 Akit Gazetesi)
Yine Mustafa Kaplan, E.TuÅalp'in 23 Haziran 1998 tarihli Radikal gazetesinde çıkan "Said Nursi'nin mehdi olduÄuna dair" yazısındaki iddialara cevaben Åunları yazmıÅtır:
"...Yazık ki böyle insanlar kitlelere yön verme mevkiine oturtulmuÅ! Bediuzzaman hazretleri kendi talebelerinin dahi kendisini mehdi sanmaları üzerine iÅte o açıklamayı yapıyor.
Diyor ki: "Ben o beklenen mehdi deÄilim. O zat gelince, evvela Risale-i Nurları bir program yapacak, o eserlerle bütün alemi Ä°slamın imanını kurtaracak. Sonrada Åeriati icra ve tatbik edecek."
Bay TuÅalp, Bediüzzaman hazretleri vefat edeli 38 sene oldu. Hala en azından bizim ülkemizde Åeriatin icra ve takibinden vazgeçtik, adını anmak bile devlet eliyle suç sayılıyor. Yani koca üstad vazifesini yapamadan mı göçüp gitti?
Sizlerde domuz gibi biliyorsunuz ki, o zatın haber verdiÄi her Åey birer birer gerçekleÅmiÅtir. Åu söyledikleri de aynen gerçekleÅecektir.bütün dünya bir araya gelse, Åeytanları ve cinleri de onlar yardım etse, Hz. Mehdi (a.s.)zuhur ederek alem-i Ä°slamı Kelime-i tevhid sancaÄı altında birleÅtirmesine ve Åeriatin bütün ahkamını çatır çatır icra ve tatbik etmesine mani olamayacaktır.
Demek, eÄer okumuÅsan bile, okuduÄunu dahi anlayamamıÅsın. Bizzat Hz. Mehdiye ait vazifeleri, onu haber veren Bediüzzanman hazrretlerine yamamıÅsın. TutmadıÄını bildiÄin içinde bıyık altından sırıtıyorsundur, deÄil mi?
Merak etme, vazifenin asıl sahibi ortaya çıkarsa paçalarını iyi baÄlaman gerekecek..." (09-07-1998 Akit Gazetesi)
Mustafa Kaplan ayrıca; "...iki grup müslümanın tepkisini çekmekteyim. Bediüzzaman Hazretlerini "mehdi-i ahirzaman" kabul eden kardeÅlerimiz, yeni birisinin daha geleceÄinin söylenmesini yanlıŠbuluyorlar. Halbuki eserlerde müteaddit yerlerde üstad böyle yazmıÅ. Dikkatlice müteala eden bir gözün yanılması zordur...
Gelecek Mehdinin (AS) iman cihetinde Risale-i Nurları program yapacaÄını söyleyincede, Nurcu olmayan müslüman kardeÅlerimizin tepkisini çekmekteyim. Halbu ki bu iddianın sahibi, bizzat Bediüzzaman Hazretleridir, biz sadece nakiliz...
1400 senedir islam aleminin beklediÄi zat gelince... yaklaÅtıÄından hiç Åüphem olmayan o günler zuhur ettiÄinde, kimin haklı olduÄunu bütün alem görecektir..." demektedir. (04-09-1998 Akit Gazetesi)
Geçen asrın müceddidi Bediüzzaman Hazretleri de bu gerçeÄin altını çizmekte ve Åöyle demektedir. "Ve anladık ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar ediyoruz." (Mektubat, 28. Mektub, 7. Mesele, 5. Sebeb, s. 380), (29. 9. 1999 Akit Gazetesi)
Haber verilen hadiselerin vukua gelme vakitleri yaklaÅmıÅtır. Åimdi ilmen kabul etmeyenler de, bizzat Hz. Ä°sa'nın (as) icraatlarını ve ondan önce de Hz. Mehdi (a.s.)'nin (as) faaliyetlerini görerek kabul etmeye mecbur kalacaklardır. YaÅayan görür... ("Bu da Tetimmesi", Akit Gazetesi, 19. 12. 1996)
Her ne kadar son müceddid Bediüzzaman Hazretleri sende yaÅamıŠve Mehdi Aleyhisselam'da sende doÄmuÅsa da;
Ey 1900 devresi sen bu aleme bela oldun. Ä°nsanların hak mefhumunu unutup nefislerinin peÅine düÅtüÄü uÄursuz bir zaman birimi oldun...
...Ãok Åükür ki, artık mazi oldun. Bugün sen yoksun? YaklaÅık bir asır gerçek Müslümanlara saadet daÄıtacak olan 21. asrın gölgesi üstümüze düÅtü. (Gel Sevgili 2000, Akit Gazetesi, 01. 01. 2000)
ArkadaÅımız Murat Kapkıner'in 17 Eylül 1999 tarihli yazısını kesip saklamıÅtım, ama ancak Åimdi ele alabilme fırsatı buldum. Yazının omurgası Hz. Mehdi (a.s.) üzerine kurulmuÅtu. VerdiÄi bilgiler ise, kitabın ortasından alınmıŠdoÄru tesbitlerdi. Bazı paragrafları tekrar sizlerle paylaÅmak istiyorum:
"Hz. Mehdi (a.s.)'nin ön Åartı, zulmü tüketmiÅ toplumlara ilahi belaların gelmesi. Ayetlerin genelinden de anlaÅılan Åu ki, belalar müjdedir. Gök gürültüsü gibi, yaÄmurun, rahmetin müjdecisidir.
Belalardan sonra biri çıkıp, (gene ayetlerin mükerreren bildirdiÄine göre) 'Hiçbir ücret istemeyerek' Hakk'a çaÄırır, adalete çaÄırırsa o Mehdi'dir. Yani, 'ücret istememek', bir dünya yararı ummak bir yana, yüksek riskler almaktır ve biri böylesine 'ücret istemeden', 'dünyasının aleyhinde yüksek riskler' alırsa, o Mehdi'dir."
El Hak, biz de aynı kanaatteyiz. Demek, üzerimize yaÄmaya baÅlayan arzi ve semavi belalar, aynı zamanda bir yüksek müjdeyi de beraberinde getirmektedir. Hele biraz daha beÅik gibi sallasın, arkasından o "ücret istemeden Hakk'a çaÄıran" makam sahibi zuhur edecektir inÅallah.
DoÄru söze ekleyecek bir Åey bulamıyorum. Elbette kalbinde zerre kadar gerçek imanı olanlar o zat-ı nuraniyi tanıyacak, sevecek, davet ettiÄi Kur'an caddesine bütün mevcudiyetiyle lebbeyk diyecektir. Dünya menfaati için dinini ucuza satmıŠolanların zuhur anında tereddütleri, elbette normaldir... ("Kapkıner'den doÄru tespitler", Akit Gazetesi, 27. 11. 1999)
Haberi, "Evrende büyük buluÅma" baÅlıÄı ile 23 Aralık 1999 günkü Akit'te okudum. Ãnümüzdeki 5 Mayıs gününde GüneÅ, Ay, Dünya ve bazı gezegenler bir ip gibi aynı hatta dizileceklermiÅ. Rivayete göre, aynı hal bir de bundan 6 bin sen önce olmuÅ.
Kainatta tesadüf olmadıÄını her mü'min bilir ve öyle inanır. Yaratılan her Åeyin dizgini madem ki Allah'ın elindedir; elbette istediÄi gibi dizer, istediÄi gibi bozar. Lakin o dizilmenin rastgele olmayacaÄı kesindir.
Evet, kainatın yeni bir asra girerken yeni bir zihniyetin hakimiyetine hazırlandıÄını inkar mümkün deÄildir. Aklı olan, Allah Rasulünün tebliÄ ettiÄi dini harfi harfine kabul eder. Son piÅmanlıÄın fayda etmeyeceÄi günler yaklaÅmaktadır. Sel gibi gelecek belalardan muhafaza olabilmenin tek yolu da o tavizsiz imandır... ("5 Ay Sonra...", Akit Gazetesi, 05. 01. 2000)
AHMED MUHSÄ°N MERÄ°Ã
Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'i Ä°stanbul'un fethi meselesinde en ziyade teÅvik eden ve 'Fatih' ünvanına layık bir kisveye bürünmesinde ihtimam ve himmetini esirgemeyen kiÅi elbette ki 'AkÅeyh' namıyla ma'ruf AkÅemseddin Hazretleri (1390-1459) idi. AkÅeyh, fethin hem maddi hem manevi, iki yüzü olduÄunun farkındaydı.
Ãünkü Fahr-ı Alem (asm)'dan rivayet edilen hadis-i Åerifler hem komutan ve askerlerden müteÅekkil bir ordunun Ä°stanbul'u fethinden, hem de silahsız, kan dökmeden; tevhid, tesbih, tahmidlerle, vukubulacak; Al-i Beyt'ten bir mübarek zatın kumandasındaki manevi bir ordunun Ä°stanbul'u fethinden haber veriyordu. Buna binaen AkÅeyh; Ä°stanbul'un, geleceÄi hadislerle sabit olan Mehdi eliyle ikinci kez fethedileceÄini gayet iyi biliyordu.
Devrin ulemasının hadislerin ifadesinden yola çıkarak Sultan Mehmed'in Ä°stanbul'u fethedemeyeceÄini söylemelerine mukabil, AkÅeyh bir deÄil, 'iki fetih' vukubulacaÄından hareketle, ulemanın bu yöndeki itirazlarına karÅı çıkıyor ve mütemadiyen Sultan Mehmed'e fetihname denebilecek müjdeli mektuplar yazıyordu.
"Ä°stanbul'u önce Mehmed fethedecek, sonra Ä°stanbul ehl-i salibin eline geçecek, daha sonra da Hz. Mehdi (a.s.) Ä°stanbul'u tekrar fethedecek" diye devrin ulemasına cevap veriyordu. (Risaletü'n- Nuriye, AkÅemseddin, A. Ä°hsan Yurd, Ä°stanbul, 1972).
Ä°Åte hadislerle sabit olan ve AkÅeyh'in de müjdelediÄi ikinci fethin kumandanı Mehdi ve yine hadisin ifadesi ile "hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyen" kahraman askerlerden müteÅekkil nurani ordusu, evvelemirde kalplerdeki Ayasofya'nın kapılarını açacak ve fethin sembolünün ibadete açılması ile ikinci fetih gerçekleÅecek. ("AkÅeyh'in Nurlu Müjdesi Ve Ä°kinci Fetih", 25. 05. 2000)
BURHAN BOZGEYÄ°K
Ebced hesabı umumiyetle hicri takvime göre yapılmaktadır. Bu ilmin erbabı ve hesabı yapmaya ehil olanlar, ahirzaman alametleriyle ilgili hadis-i Åerifleri ele alarak bazı hesaplar yapmaktadırlar. O hesaplara baktıÄımızda önünüzdeki yıllarda fevkalade geliÅmeler olacaÄını söyleyebiliriz.
Mübarekfuri de "Tuhfetü'l Ahvezi" isimli eserinde Ahir zamandaki hadislerden birisiyle ilgili Åu bilgileri vermektedir:
"Müslümanlar arasında bilinen Åudur ki; ahir zamanda zulüm ve adaletsizlik her tarafı kapladıÄı bir sırada ehl-i beyt Resul'den bir adam çıkarak zulmü ortadan kaldırıp adaleti ikame edecek ve müslümanlar ona tabi olup, bütün Ä°slam ülkelerini sultasına alacaktır. Ä°Åte bütün Ä°slam dünyasını idaresi altında bulunduracak bu zata Mehdi denir. Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkacaÄı devrede Deccal da çıkacak ve Efendimiz'in (SAV) haber verdiÄi kıyamet alametleri de böylece tahakkuk etmiÅ olacaktır." (Günden Güne, "2000'e Bir Kala", 01.02.1999)
Binlerce yıldan beri emirber bir nefer gibi fezada dönüp duran "Dünya gemisi" artık yolun sonuna gelmek üzeredir. Yolun sonuna yaklaÅtıÄını nereden anlıyoruz?
Kainatın Efendisi'nin (Aleyhisselatü Vesselam) haber vermiÅ olduÄu kıyametin küçük ve büyük alametlerinin hemen hemen tamamı zuhur etmiÅtir. Geriye kala kala birkaç alamet kalmıÅtır. Onlardan en mühimi de, Ahir zamanda hakimiyet-i Kur'aniye'nin tahakkukudur.
Ä°Åte Åimdi yeni bir devrin eÅiÄindeyiz. Uzunca bir zaman devam eden "zulümat devresi" sona ermek üzeredir. BeÅer bu devrede çok sıkıntı çekti. Allah'ın dinine savaÅ açan rejimler yüzünden insanlık huzur ve saadet yüzü görmedi. Åüphesiz onlara izin ve fırsat veren de Allah-u Teala idi. BeÅer öyle bir devrede imtihandan geçmeliydi. Elmas tabiatlılarla kömür tabiatlılar. Hz. Ebu Bekir gibilerle Ebu Cehiller birbirinden ayrılmalıydı.
Kur'an-ı AzimüÅÅan'daki ve Hadis-i Åeriflerdeki iÅaretlere bakılacak olursa, artık "Küfür ehli" yolun sonuna gelmiÅ durumdadır. (Günden Güne, "Emniyet kemerinizi baÄlayın!", 01. 10. 1999)
ÅABAN DÃÄEN
Günümüzün tanınmıŠaraÅtırmacı-yazarlarından Åaban DöÄen, "Mehdi ve Deccal" isimli kitabında Mehdi konusunu baÅlıklar halinde incelemiÅtir. Bunlardan bazılarına aÅaÄıda yer verilmiÅtir.
Hz. Mehdi (a.s.) BeÅerüstü DeÄildir
Hz. Mehdi (a.s.)'yi de beÅerüstü, harikulade varlıklar olarak düÅünmek doÄru olmaz; Ä°slami anlayıÅına, Adetullaha, fıtrat kanunlarına ters düÅer. Peygamberin bile her iÅi olaÄanüstü olmadıÄına göre Hz. Mehdi (a.s.)'den nasıl böyle birÅey beklenebilir? Elbette Hz. Mehdi (a.s.)yeri ve zamanı gelince kerametler gösterecektir. Ama her hali harika deÄildir. Mevdudi'nin dediÄi gibi, "Mehdi ne zaman gelirse gelsin o zamanın bilgisini, kültürünü, ahvalini, zorunlu Åeylerini çok iyi bilecek ve zamanına uygun tedbirleri alacak, döneminde fenni ve ilmi buluÅlardan, aletlerden faydalanacak onları en iyi Åekilde kullanacaktır." (s. 22)
Mehdi ve Takva
Sonra peygamberlik gibi mehdilik de gayretle, çabayla elde edilebilecek bir makam deÄildir. Tamamen Allah vergisidir ve Allah onu dilediÄine, tabi ki en layık olana verir... (s. 30)
Hz. Mehdi (a.s.), Mehdilik Davasında Bulunacak mıdır?
Hz. Mehdi (a.s.) açıkça "Ben Mehdi'yim. Allah tarafından görevlendirildim. Bana uyun." diye ortaya çıkmaz. Bunu söylemekle görevli de deÄildir. O ancak eser ve hizmetleriyle tanınır. (Mehdi ve Deccal, Åaban DöÄen, s. 42)
Hz. Ä°sa Geldi mi?
Ä°bni Mace'de yer alan bir hadiste ise, savaÅlar baÅ gösterdiÄinde arap olmayanlardan atları cins atların en kıymetlisi, silahları silahların en iyisi olan bir ordunun Ä°slamı teyid edeceÄi bildirilmektedir.
Bu ordu ahir zamanın büyük savaÅları anında Ä°slamı destek olan harp teknolojisi yüksek Hıristiyan bir devletin ordusu olamaz mı? (s. 136)
Hz. Mehdi (a.s.) Ãzerine
Kimdir bu Hz. Mehdi (a.s.)? Resulü Ekrem niye özellikle ona uymayı tavsiye etmektedir. EÄer onun döneminde yaÅayacak olursak onu nasıl tanıyacaÄız? O karıÅıklık, bozukluk, herc-ü merc, fısk-u fesad döneminin adamı olduÄuna göre mücadelesine karÅı ve nasıl yapacaktır? Ãzellikleri nelerdir? Bunlar ve bunlara benzer soruların cevabı bilinmedikçe Hz. Mehdi (a.s.)'nin fonksiyonu, icratının ehemmiyeti elbette tam anlaÅılamaz. (Mehdi ve Deccal, Åaban DöÄen, s. 143)
Hz. Mehdi (a.s.) Kimdir?
...Mehdi kelimesi geniÅ periyodlu bir kelimedir. Ancak bu kelime baÅına "el" takısı geldiÄinde özel ve belli bir kimseye isim olmuÅ olur ve hadis-i Åeriflerde ahir zamanda geleceÄi müjdelenen meÅhur ve manevi büyük kurtarıcı için kullanıldıÄı görülür. (s. 145)
Ä°slam Alimleri ve Mehdi
Mevlana Celalettin Rumi ise bundan Åöyle bahseder:
Her devirde peygamber yerine bir veli vardır;
Bu sınama Kıyamete kadar daimidir.
Kim de iyi huy varsa kurtulmuÅtur.
Kimin kalbi sırçadansa kurtulmuÅtur.
Ä°Åte diri ve faal imam, o velidir;
Ä°ster Ãmer soyundan olsun, ister Ali soyundan
Ey yol arayan, Mehdi de odur, hadi de.
Hem gizlidir, hem senin karÅında oturmakta. (s. 154)
Fazileti
Hakim'in Müstedrek'inde Hz. Ali'den gelen bir rivayette Hz. Mehdi (a.s.)ve askerlerinin faziletleriyle ilgili olarak Åöyle denilir: "Selef onları geçemediÄi gibi halef de onlara ulaÅamaz" (Müstedrek, Mukaddime: 52, Fasıl, s.319)
Hz. Mehdi (a.s.)valiyetin en yükseÄindedir.
(İmam-ı Rabbani, Mektubat, s.357 (251. mektuptan)
Zamanında yeryüzünün en hayırlısıdır. (el-Kavlü'l-Muhtasar) (s. 159)
Faaliyet Süresi
Bediüzzaman, "Ãmmetimden bir grup kıyamet kopuncaya kadar hak uÄrunda cihat yapmaya devam edecek" (Buhari, Ä°'tisam:10; Müslüm, Ä°man: 247; Ä°bni Mace, Mukaddime: 1; Tirmizi, Fiten: 51) Hadis-i Åerifini açıklarken, hadisin aslına ebced hesabına vurmuÅ , Hz. Mehdi (a.s.)'nin Åahsi manevisini icraat dönemini çıkarmıÅtır. Buna göre hadisteki "Zahirine ale'l-hakk = hak üzerine galibane olarak" ifadesinin ebced deÄeri 1506'dır. Bu cemaat Hicri 1506 tarihine kadar zahir, aÅikare, daha öte galibane hükmedecektir. Daha sonraki hizmetler ise 1542'ye kadar gizli ve maÄlubiyetle yürütülecektir. 'Hatta ye'tiyellahu biemrihi = Kıyamet kopuncaya kadar" 1545 ise kafirin baÅında kopacak Kıyamete iÅaret etmektedir. (Nursi, Kastamonu Lahikası, s.23) (Mehdi ve Deccal, Åaban DöÄen, s. 164)
Hz. Mehdi (a.s.) ne zaman çıkacak?
Hz. Ali, zaman Besmele'nin harflerinin sonuna geldiÄinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkacaÄını söyler. (Ramuz, 2:676) Besmele 19 harftir ve Kehf Suresi ise 111 ayetten ibarettir ve Kuran'ı Kerim'in 18. suresidir. Burada Åöyle latif bir tevafuk vardır ki 18. Asrın sonu ve 19. Asrın baÅında Hz. Mehdi (a.s.)çıkar hizmete baÅlar. Hz. Mehdi (a.s.)'nin galibiyete baÅlaması ise 111x18=1998'dir. (s. 167)
Hz. Mehdi (a.s.)'nin içersinde hizmet verdiÄi millet
Hz. Mehdi (a.s.)'nin neseben Al-i Beytten olduÄunu az önce öÄretmiÅtik. Ancak bu, Hz. Mehdi (a.s.)'nin illa Araplar arasında çıkacaÄını göstermez. Hatta hadislerden arapların dıÅında zuhur edeceÄini çıkarmak bile mümkündür. Mesela, Tirmizi'de yer alan bir hadiste "Hz. Mehdi (a.s.)'nin Arap'a hakim oluncaya kadar kıymetin kopmayacaÄından" (Tirmizi, Fiten:43) söz edilir ki, buradan arapların içinde çıkmayacaÄını anlıyoruz. Ãünkü Arap'a hakim olmak için onların dıÅında olmak gerekir. (s. 170)
BaÅka bir hadis-i Åeriften ise Åunu öÄreniyoruz: DoÄudan bir takım insanlar çıkacak ve Hz. Mehdi (a.s.)'ye zemin hazırlayacaklar. Yani Hz. Mehdi (a.s.) onlar arasında hükümran olacaktır.
(İbni Mace, Kitab-ül Fiten: 35 (4088)
Bu hadis doÄuda bulunan veya doÄudan gelen bir millet içerisinde çıkacaÄını göstermektedir ki - Allah-u a'lem- bunlar o zamanlar doÄuda bulunan, sonradan Anadolu'ya yerleÅen Türklere iÅaret etmektedir. (s. 171)
Seyyid Ahmed Hüsameddin (r.a.) Ä°stihraçname'sinde Mehdi'nin doÄuÅ yeriyle ilgili Åöyle bir not düÅmüÅtür:
"Müslümanlardan bir zat gelecek, bu zatın Åerefi Kafkasya'nın en uludaÄından etrafa güneÅin Åuaı gibi Åulenisar olacaktır. (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Åehir, Serdengeçti NeÅriyatı: VI, s.107)
Bütün bunlar, Hz. Mehdi (a.s.)'nin yoÄun faaliyetini Türkler içerisinde yürüteceÄini göstermektedir. (s. 172)
Hz. Mehdi (a.s.)'ye Destek verenler
Arap deÄil, diÄer milletlerden olan bu yardımcılar (Kıyamet alametleri, s. 169) her zalime ve cebbar oÄlu cebbara galip geleceklerdir. Demir gibi kalplere sahip bu insanların diÄer önemli bir özellikleride geceleri abid, gündüzleri de aslan kesilmelerdir. (Kitabü'l-Bürhan, s. 57-68)
Hz. Mehdi (a.s.)'nin ordusu zaman zaman darbeler yiyecek, zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeÅitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır. Ama "onlar buna aldırmayacak," (Ramuzü'l Ehadis, s. 476 (Ä°bni Mace'den)
"Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara raÄmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir." (Ramazü'l-Ehadis, s. 487 (Taberani'nin Kebir'inden)
Böylece "mücadele edenlerle sabredenler ortaya çıkarılmıŠ"(Al-i İmran Suresi, 142) olacaktır. (s. 192)
OSMAN ÃATAKLI
Prof. Osman Ãataklı da uzun yıllar yapmıŠolduÄu mehdilik ile ilgili çalıÅmalarla konuya ıÅık tutmaya çalıÅmıÅtır. 1949-1952 yılları arasında "Abdülaziz Bekkine"nin "Ramuzul el-hadis" ten iÅlemiÅ olduÄu mehdilik ve kıyamet ile ilgili ders notlarından hazırlanan "Kıyamet Alametleri" kitabında konuya özel bir önem vermiÅtir:
"...Hülâsa olarak Åu söylenebilir ki: Kıyametin küçük alâmetlerinin hemen hepsi zuhur etmiÅ ve sıra büyük alâmetlere gelmiÅtir.
Binâen aleyh, her müslümanın imanını koruyabilmesi için buna göre hazırlanması, bilhassa Deccal fitnesine karÅı müteyakkız olması, kendisi için bir kurtuluÅ vesilesi olacaktır...
Bu eserde kıyametin yaklaÅmasına ait alâmetleri belirten hadis-i Åerifleri, tasnif edilmiÅ bir Åekilde takdim etmekle, din kardeÅlerimize faydalı olmaya çalıÅılmıÅtır...
18/11. Sizleri benden sonra vuku bulacak yedi fitneden sakınmaya davet ederim: Medineden çıkacak bir fitne, Mekke'den çıkacak bir fitne, Yemen'den çıkacak bir fitne, Åam'dan çıkacak bir fitne, Åarktan çıkacak bir fitne, garbdan çıkacak bir fitne... Bir fitne de Åam'ın merkezinden zuhur eder ki, iÅte bu Süfyânî'nin fitnesidir. (Hz. Mehdi (a.s.)'dan bir sene evvel çıkacak bir fitne.) (Hz. Ä°bn-i Mes'ud RA)
300/3. Benden sonra fitneler olur. Birisi de ahlâs fitnesidir. (Deve çulu fitnesi, yâni milletin boynunda temelli kalır.) Harpler, hicretler olur. Sonra daha Åiddetli bir fitne olur. Ha bitti denir, daha da devam eder. O derece ki, fitnelerin kendine dokunmadıÄı ev ve müslüman kalmaz. Bu hal ehl-i beytimden bir müslüman (Hz. Mehdi (a.s.)) çıkıncaya kadar devam eder. (Hz. Ebû Said RA)
...Küçük alâmetlerden sonra gelecek olan büyük alâmetler melhameler ve Hz. Mehdi (a.s.) ile baÅlamakta ve GüneÅ'in batıdan doÄmasına kadar, takriben 55-60 sene devam etmektedir. Bu devir insanlar için büyük imtihanlarla dolu olmakla beraber, Hz. Mehdi (a.s.)(AS)nin 7 senelik ve Onu takiben de Hz. Ä°sa (AS)'ın 40 senelik, yeryüzünü adaletle dolduran idareleri de bu devir içinde bulunmaktadır.
299/8. Yakında, sizinle Rumlar arasında dört sulh anlaÅması olur. Dördüncü Ãl-i Harun'dan biri ile gerçeklenir. Ve bu yedi sene devam eder.
Denildi ki:
"-Yâ Rasûlallah, o gün insanların imamı kimdir?"
Buyurdu ki:
"Ä°mam, benim evlâdımdan kırk yaÅında, yüzü parlak bir yıldız gibi olan, saÄ yanaÄında siyah bir beni bulunan ve üzerinde iki kutvânî aba olan, bir kimsedir. Tavrı Benî Ä°srâil ulemasına benzer. Yirmi sene hüküm sürer. Arzdaki hazineleri çıkarır ve Åirk beldelerini fetheder." (Hz. Ebû Umame RA)
Not: GörüldüÄü gibi Rumlar (Hristiyanlar) bir düÅmana karÅı müslümanlara yardım maksadı ile, müttefik olarak, Amik ovasına 960 000 kiÅilik, 80 tümenlik bir kuvvet getirdikten sonra, müslümanların o düÅmana galib gelmesi üzerine anlaÅmayı bozup, gadirlik yapacaklar ve müslümanlar üzerine hücum edecekler. Bu harbe Melhame-i Kübrâ deniyor ve Antakya'da Amik Ovası ve civarında cereyan edeceÄi anlaÅılıyor. Bu harbde merkez Åam'da bulunuyor ve müslümanların baÅında kumandan olarak Hz. Mehdi (a.s.) bulunuyor. Ve Allah'ın inayeti ile müslümanların bu harbi de kazanacakları anlaÅılıyor...
Hz. Mehdi (a.s.)(AS)'nin Zuhûru, Vasıfları ve Müddeti
344/7. Nasıl helâk olur bir ümmet ki, evvelinde ben, sonunda Meryem oÄlu Ä°sa (AS) ve ortasında da ehl-i beytimden Hz. Mehdi (a.s.) vardır. (Hz. Ä°bn-i Abbas RA)
236/21. Hz. Mehdi (a.s.) benim ehl-i beytimden ve evlâd-ı Fâtıme'dendir. (Hz. Ãmmü Seleme RA)
236/20. Hz. Mehdi (a.s.) Amcam Abbasın sülâlesindendir. (Hz. Osman ibn-i Affan RA)
237/2. Hz. Mehdi (a.s.)'nin ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine uyar. (Hz. İbn-i Mes'ud RA)
508/10. Ehl-i beytimden bir adam çıkar, ismi ismime, ahlâkı ahlâkıma mutabık olur. Dünyayı ahlâk ve nesafetle doldurur; evvelce zulm ve cevir ile dolduÄu gibi. (Hz. Ä°bn- iMes'ud RA)
237/1. Hz. Mehdi (a.s.) bizdendir, ey ehl-i beyt! Size müjdeler olsun. Allah onu bir gecede ibraz eder. (OlgunlaÅtırır.) (Hz. Ali RA)
359/2. Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalsa, Allah yine o bir günü uzatır ve ehl-i beytimden ismi ismime, babasının ismi babamın ismine uygun birini meydana çıkarır (Hz. Mehdi (a.s.)) ve o da dünyayı adalet ve nesafetle doldururdu. Daha önce zulm ve cevir ile doldurduÄu gibi. (Hz. Ä°bn-i Mes'ud RA)
508/6. Åarktan bir cemaat çıkar, Hz. Mehdi (a.s.)'nin saltanatına yardım ederler. (Hz. Abdullah bin-i Haris RA)
508/4. Horasan'dan siyah bayraklılar çıkar ve Ä°lya'ya (Kudüs'e) kadar önlerinde bir Åey tutunamaz. (Hz. Ebû Hüreyre RA)
33/5. Siyah bayraklar gelip de karÅınıza çıktında, Farslılar'a ikramda bulunun. Zira sizin devletiniz onlarla beraberdir. (Hz. Ä°bn-i Abbas RA)
135/3. Biz öyle bir ehl-i beytiz ki, Allah bizlere dünyayı deÄil ahireti nasib etti. Benden sonra ehl-i beytim, belâ, Åiddet ve tarda maruz kalacaklar; doÄu tarafından siyah bayraklılar gelinceye kadar... Bunlar mal isteyecek, kendilerine mal verilmeyecek. Bunlar döÄüÅecekler, sonra geri çekilecekler. Ä°stedikleri kendilerine verilecek, fakat kabul etmeyecekler. Ve onu, ismi ismime, babasının adı, babamın adına uyan, ehl-i beytimden bir kimseye teslim edecekler.
O (Hz. Mehdi (a.s.)) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı, doÄruluk ve adaletle doldurur. Sizden veya sonra gelenlerden birisi ona yetiÅirse, kar üzerine sürünerek dahi olsa, gelsin ona katılsın! Muhakkak ki onlar hidayet sancaklarıdır. (Hz. Ä°bn-i Mes'ud RA)
48/1. Horasan cihetinden gelen siyah sancaklar gördüÄünüzde onlara katılın! Zira onların içinde Allah'ın halifesi Hz. Mehdi (a.s.) vardır. (Hz. Sevban RA)
298/2. Yakında size Horasan tarafından siyah bayraklılar gelecek. Kar üzerinde emekleyerek olsa da onlara iltihak ediniz! Zira onların arasındra Allah'ın halifesi Hz. Mehdi (a.s.) vardır. (Hz. Sevban RA)
518/5. Ramazanda bir seda olur. (Mânâsı anlaÅılır). Åevvalde de bir seda olur. (Mânâsı anlaÅılmaz). Zilkadede kabileler birbiriyle çarpıÅır. Zilhiccede hacılar talana uÄrar. Muharremde gökten Åöyle nida olur: "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'ın halkının hayırlılarındandır. Onu dinleyiz ve ona uyunuz!" (Hz. Åehr ibn-i HavÅeb RA)
346/6. Hiç Åüphe yok ki, arz cevir ve zulümle dolacak. Zulüm ve cevirle dolduÄu o zaman, Allah ehl-i beytimden ismi benim ismimde, babasının ismi babamın isminde bir kimseyi gönderir de dünyayı adaletle ve nesafetle doldurur. Ãnce zulüm ve cevirle dolduÄu gibi. O zaman gök yaÄmurunu, yer mahsülünü esirgemeyecek ve o aranızda yedi, sekiz, çok çok dokuz vakit duracak. (Hz. Muaviye ibn-i Kur'a RA)
508/8. Ãmmetimin içinden Hz. Mehdi (a.s.) çıkar. BeÅ veya yedi veya dokuz (sene) kalır. (Râvi sayıda tereddüt etmiÅ.) Sonra üzerlerine bol rahmet gönderilir. Arz nebatatını bir Åey saklamaz bitirir. Mal hakir olur. Bir adam ona gelir ve Åöyle der: "Ya Mehdi bana ver, bana ver!" Ona elbisenin taÅıyabileceÄi kadar verir. (Hz. Ebu Said RA)
508/7. Ãmmetimin sonunda Hz. Mehdi (a.s.) çıkar. Allah-u Zülcelâl Hazretleri ona rahmetini indirir. Arz ona nebatını çıkarar. Mal sahih olarak verilir ve müsavat üzere taksim edilir. Davar çok olur. Cariyeler bile saygı görür. Yedi veya sekiz yıl yaÅar. (Râvi yedi veya sekizde tereddüt etmiÅtir.) (Hz. Ebû Said RA)
7/7. Hz. Mehdi (a.s.) ile müjdelenin. O KureyÅ'ten ve ehl-i beytimden bir kiÅidir. O, insanların ihtilâf ve ictimâî sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar. O yeryüzünü, kendinden önce zulüm ve baskı ile doldurulduÄu gibi, adalet ve insaf ile doldurur. Ondan yer ve gök ehli razıdır. Ve o malı sabah üzere taksim eder.
Dediler ki:
"Sabah nedir?"
Buyurdu ki:
"Seviye üzere demektir.
Ve ümmet-i Muhammed'in kalblerini zenginlikle doldurur ve adaleti onları ihata eder. O kadar ki, bir münâdiye "Kimin ihtiyacı varsa bana gelsin!" diye nida etmesi emrolunduÄunda, bir kiÅiden baÅka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. O da "Hazinedara git sana versin" der. O da gider ve "Ben Hz. Mehdi (a.s.) tarafından, kendisine istediÄi verilmesi için gönderilen kimseyim." dediÄinde, hazinedar "Al!" der. O da alır.
Fakat aldıÄını taÅımaya gücü yetmez. Bunun üzerine taÅıyabileceÄini alır, fazlasını geri bırakır. O malla çıkar ama, sonra piÅman olur ve "Ãmmet-i Muhammed'in nefis cihetinden en aç gözlüsü herhalde benim. Onların hepsi de mala davet olundukları halde, benden baÅkası buna icabet etmedi." diyerek, aldıÄı malı iade etmek ister. Hazinedar da: "Biz verdiÄimizi kat'iyyen geri almayız!" der. Bu devir altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta ise hayır yoktur.
Hadramut'tan Bir AteÅin Zuhuru
297/7. Yakında Hadramut'tan veya Hadramut denizinden bir ateŠçıkacak ve kıyametten evvel insanları toplayacak.
Dediler ki:
"Ya Resulullah, bize ne emredersin?"
Buyurdu ki:
"Siz Åam'a gitmeye bakın!" (Hz. Ä°bn-i Ãmer RA)
Not: Bu toplanma yerinin Åam olduÄu bilindiÄi için melhamelerde Hz. Mehdi (a.s.) zamanında merkez Åam'da olmakla, bu hadise tahminen buraya yerleÅtirilmiÅse de doÄrusunu Allah-u Teà lâ bilir.
48/1. Horasan cihetinden gelen siyah sancaklar görüldüÄünde onlara katılın. Zira onların içinde Allah'ın halifesi Hz. Mehdi (a.s.) vardır. (Hz. Sevban RA)
282/2. Yakında size Horosan tarafından siyah bayraklılar gelecek. Kar üzerinde emekleyerek olsa da onlara iltihak ediniz. Zira onların arasında Allah'ın halifesi Hz. Mehdi (a.s.) vardır. (Hz. Sevban RA)
(Osman Ãataklı-Lütfi DoÄan -M. Cevad"Râmûz el-Ehà dîs, Hadisler Deryası" kıyamet alametleri, 1982)
Yine ayrıca Osman Ãataklı hazırladıÄı "Son MürÅitlerimiz" isimli yazı dizisinde konu ile ilgili olarak Åunları yazmıÅtır:
"...Hz. Mehdi (a.s.)'nin zuhur zamanı, aÅaÄıdaki hadisi Åerifle 4. sulha göre Åöyle verilmiÅtir.
Yedi yıl devam edecek olan 4.sulhdan sonra Hz. Mehdi (a.s.)'nin zuhur edeceÄi.
2.15. Ebu Naim, Ebu Umameden tahric etti, Resulullah (SAV) buyurdu: Sizinle insanlar (bir nüshada rumlar deniyor)arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi yıl devam eder. Bir adam, "ya Resulullah (SAV) o gün insanların imamı kimdir?" dedi. Buyurdu ki: Evladımdan kırk yaÅında mehdidir. Yüzü parlayan yıldız gibidir yanaÄında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba bulunur. Tavrı ben-i Ä°srail ricaline benzer, arzdaki hazineleri çıkarır ve Åirk beldelerini feth ecer." ( tavrı ben-i israil ricaline benzemesi, onlar gibi heybetli ve acar manasına gelir.)
Bir çok kimsenin kanaati, 4.sulh, 1979 da ABD-Ä°srail ve Mısır arasında Amerika'da baÅkanların yazlık yeri oplan Camp David'de yapılan anlaÅmadır.
...Ama Hz. Mehdi (a.s.)'nin geleceÄinin en net alameti ise geleceÄi muharrem'den önceki ramazanın ortasında güneÅ tutulması olacaÄıdır. BilindiÄi gibi güneÅ normal olarak aybaÅında güneÅ ay ve dünya aynı düzlemde iken yani içtima saatinde olur. Burada ise mucizevi olarak ay güneÅe göre dünyanın arkasında iken güneÅ tutulacaktır.
Ä°Åte hadisi Åerif:
AMA 4.15- Darekutnisünen de Muhammed bin Aliden tahric etti. O Åöyle dedi: Bizim mehdimizin iki alameti vardır ki, Allah semavat ve arzı yarattıÄından bu yana böyle bir Åey vaki olmamıÅtır. Bunlar Ramazanın ilk gecesinde ay yarısında ise güneÅ tutulmasıdır. Allah semavat ve arzı yarattıÄından beri böyle olmamıÅtır.
Ä°Åte o ramazan'ı takip eden muharrem'in 9'unu, 10'una baÄlayan gece yatsı namazından sonra Hz. Mehdi (a.s.) zuhur eder ve kabe'de rukun ve makam arasında biat alır ve o zaman insanlara Åöyle hitab eder...
AMA 6.3- Keza (N:B.Hammad) Cafer'den tahric etti, o Åöyle dedi: Hz. Mehdi (a.s.) yatsı vaktinde Resulullah (SAV) bayraÄı, gömleÄi, kılıcı ve Nur ve beyan gibi daha bir çok alametler yanında olduÄu halde Mekke'de zuhur eder. Yatsı namazını kıldıktan sonra en yüksek sesi ile hitab eder. "Ey insanlar! Ben size Allah'ı hatırlatıyorum. Yarın mahÅer gününde Allah'ın huzurunda yerinizin ne olacaÄını haber veriyorum. Allah Teala size pek çok deliller ve peygamberler göndermiÅ, Kur'anı indirmiÅ ve size söyle emretmiÅtir:
Allah'a hiç bir Åeyi ortak koÅmayın. Allah ve resulune itaati koruyun. Kuran'ın ihya ettiÄini diriltin, yasakladıÄını da yasaklayın ve siz Hz. Mehdi (a.s.)'ye yardımcılar ve destek olun. Zira dünyanın fena bulması ve zevale ermesi yaklaÅmıÅtır. Ve bu kesindir. Ben size Allah ve resulüne, O nun kitabıyla amel etmeyi, batılı yokedip, sünneti ihya etmeye çaÄırıyorum."
Bu hitabından sonra, yanında, sonbahar bulutları gibi birbirinden habersiz toplanan Bedir ehli sayısınca, üçyüz onüç kadar insanla birlikte zuhur eder. Onun ashabı gece abid, gündüz ise aslanlar gibidir. Allah Hz. Mehdi (a.s.) için Hicaz topraÄını feth ederek hapisteki haÅimilerin hepsini de kurtarır. Siyah bayraklar ise Kufe'ye inip biat için Hz. Mehdi (a.s.)'ye adam gönderirler. Zulmü ve zalimlerin hepsini yok eder. Beldeler onun emrine girer. Allah Teala onun elinde Konstantiniyyenin fethini müyesser kılar.
GörüleceÄi gibi Hz. Mehdi (a.s.) hitabesinde Allah size Åöyle emretmiÅtir: "...Siz Hz. Mehdi (a.s.)'ye yardımcılar ve destek olun."
Halbuki Kuran'da zahirde Hz. Mehdi (a.s.) ile alakalı bir ayet görülmüyor gibi ise de bir çok zevat bilhassa Saf suresi ve diÄer bir kaç surede Hz. Mehdi (a.s.) ile ilgili ayetler olduÄunu beyan etmiÅlerdir. Bir hadisi Åerifte ise Peygamber (SAV) Hz. Mehdi (a.s.)'ye katılmayı bakın nasıl emrediyor:
R.el-Ehadis298.2- yakında size Horasan tarafından siyah bayraklılar gelecek. Kar üzerinde emekleyerek olsada onlara iltihak ediniz. Zira onlar arasında "Hz. Mehdi (a.s.)" vardır.
Bu hadisi Åerifte ilk nazarda Hz. Mehdi (a.s.)'nin Horasan'dan geleceÄi gibi bir mana çıkıyorsada esasında Hz. Mehdi (a.s.) tabiatı ile Mekke'den çıkacaktır. Burada kasd edilen Horasandan gelecek siyah bayraklılar Mehdi'nin yardımcıları olup baÅlarında da "Åuayb Ä°bni Salihi Temimi" olduÄu halde Hz. Mehdi (a.s.) ile birleÅecekler ve kendisinin öncü kuvvetlerini teÅkil edeceklerdir.
GörüldüÄü gibi Resulullah (SAV) burada Hz. Mehdi (a.s.) için Allah'ın halifesi tabirini kullanmıÅtır ki calibi dikkattir..." (Osman Ãataklı, Son MürÅidler, 4. bölüm, yazı dizisi)
HÃSEYÄ°N HATEMÄ°
Hüseyin Hatemi yazmıŠolduÄu "Ä°nsanlık ve sevgi dini: Ä°slam" kitabının bir bölümünde;
"Hazreti Musa'nın; Allah tarafından bildirilerek kendisinden bir bilgi boyutu açısından daha yüksek derecede olmasına raÄmen halka "resul" elçi olarak gönderilmeyip gizli kalmıŠbulunan bir "nebi"yi, halk arasında anılan adı ile Hızır'ı görmek için çıktıÄı yolculukta "Mecma'il-bahreyn" (iki denizin birleÅtiÄi yer), hem iki denizin kavuÅtuÄu bir yer olmalı, hem de bu terim ile Musa ile Hızır'ın buluÅmasına iÅaret edilmiÅ olmalıdır. Bu olaylar da büyük bir ihtimalle Ä°stanbul civarında ve Ä°stanbul'da geçmiÅtir. Ä°stanbul kelimesi sonradan yapılan tahrifler bir yana bırakılırsa Beykoz'da bugünkü YuÅa Tepesi civarında Åehri kuran Fenikelilerden beri Åehrin sami dillerinde karÅılıÄı olan Mecma'ul Bahreyn'in Yunanca karÅılıÄıdır. "Isthyme-pole"; "iki deniz arası Åehri" demektir. Ä°lerideki mirasçılık haklarının korunmasında da herhalde "Mesih" ve annesi bu Åehirde doÄacak olan "Hz. Mehdi (a.s.)" ye iÅaret vardır. (Hüseyin Hatemi, Ä°nsanlık ve sevgi dini Ä°slam, s. 107, birleÅik yayıncılık. 1998)
YAÅAR NURÄ° ÃZTÃRK
YaÅar Nuri Ãztürk, "Depremin Gösterdikleri" kitabının bir bölümünde ahir zamanda gelecek olan "Uyarıcı" hakkında Åunları yazmıÅtır:
"Deprem diyor ki! Uyarıcıları iyi dinleyin!
Ä°nsanlık hiçbir devirde uyarıcıları gereÄince dinlemedi. Allah, her devirde, her topluma ''nezirler'' (uyarıcılar) gönderdi. (Bk. Kur'an, Fatır, 24)
Uyarıcılar sürekli gönderilmiÅtir, ama insanlık bunları dinlememiÅtir.
Uyarıcılar, bazen peygamber (resul, nebi) Åeklinde gönderilir, bazen de peygamberin açtıÄı ana yolda faaliyet gösteren mübelliÄler Åeklinde... Bu mübelliÄler bazen müçtehit olur, bazen müceddit...
Peygamberlerde nezir (uyarıcı) sıfatının yanında, hatta ondan önce beÅir (müjdeleyici) sıfatı vardır.
MübelliÄ uyarıcılarda beÅir sıfatı aranmaz. Ãünkü onlar, daha önce peygamber tarafından zaten dikkat çekilmiÅ ihmal ve zulümlerin bozduÄu dengeleri düzeltmek için konuÅurlar. Bu tür konuÅmalar hemen daima sert ve sarsıcı olur.
Uyarıcıların sertliÄi, ürkütücülüÄü onların rahmet ve Åefkatten uzaklıÄı anlamında deÄerlendirilmemelidir. Onlar aynı zamanda rahmet ve Åefkáti de taÅırlar, ama esas görevleri, insan kulaÄına, ürpertici sözleri iletmek olduÄu için genelde sert ve kırıcı olurlar.
Uyarıcıların çok önemli zaman dilimlerine hitap edenlerine ''çıplak uyarıcı'' diyoruz.
Ãıplak uyarıcı, genellikle yüz yılda bir gelir. Kuran Kameri takvim kullandıÄına göre, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı yaklaÅık, çeyrek asırdan beri beklenmektedir.
Ben derim ki, 15. yüzyıl'ın çıplak uyarıcısı gelmiÅ, görevine baÅlamıÅtır.
Burada bir özellik daha dikkat çekmektedir. Miladi takvimi esas alarak baktıÄımızda, Kameri takvimin 15. yüzyıl çıplak uyarıcısı, miladi takvime göre iki yüz yıla da hitap edecek demektir. 20. ve 21. yüzyıllar. Bu olgu, Allah'ın bu yüzyılın çıplak uyarıcısına lütfunun bir göstergesidir. ''Bu, Allah'ın lütfudur ki, Allah onu dilediÄine verir. Allah, o büyük lütfun sahibidir.'' (Kur'an, Cumua, 4).
Bu olgunun bir anlamı daha vardır: Bu yüzyılın çıplak uyarıcısı, sadece Kameri takvimin sembolize ettiÄi Ä°slam dünyasına deÄil, Miladi takvimin sembolize ettiÄi Batı dünyasına da hitap eden bir uyarıcıdır.
DoÄrusu o, bir ''ortak-evrensel uyarıcı''dır.
(Depremin gösterdikleri, Yeni Boyut Yayınları s. 232-233)
SERKAN TEKÄ°N
GeçmiÅ alimlerin Hz. Mehdi (a.s.)'yle ilgili yapmıŠoldukları çalıÅmalar Hz. Mehdi (a.s.)'nin zuhur tarihi olarak 1400-1500 hicri yılları vermektedir. Bu tarihler doÄrultusunda günümüzde bazı araÅtırmacılar mehdi ile ilgili daha derin ve ciddi araÅtırmalar yaparak hadislerden ve büyük islam alimlerinin konuyla ilgili söylemiÅ oldukları beyitlerin ebced hesaplamalarıyla beklenen mehdinin çıkıŠalametlerini ve çıkıŠtarihini hesaplamaya çalıÅmıÅlar ve aynı tarihleri bulmuÅlardır...
Genç araÅtırmacılardan Serkan Tekin de yazmıŠolduÄu bir kitapta mehdinin çıkÅ tarihini cifir hesabıyla, günümüz tarihleri olarak bulmuÅtur.
Ä°Åte genç araÅtırmacı Serkan Tekin'in yazdıkları:
"Dört mezhep aliminin görüÅüde Åöyledir. Hz. Mehdi (a.s.) ile ilgili hadislerin çoÄu sahihtir. Ravileri itibar edilen kiÅilerdir. Bu görüÅü savunan alimler, Ä°slam alimlerinin yüzde yetmiÅdokuzunu meydana getirirler. Bu kiÅiler Ä°slam dininin en büyük alimleridir. Ä°slam alimlerinin arasında tabiilerin reislerindendir.
Sait Bin Cübeyr ve dört mezhep imamları "Ä°mam Hanefi, Ä°mam Malik, Ä°mam Åafi, Ä°mam Hambeli" ve iki akide imamları "Ebu Hasan EÅari, Ebu Mensur Maturidi" ve Ä°slam güneÅi lakabıyla anılan Ä°mam Gazali ve allamelerden Molla Fenari, Sadi Teftazani ve allame Davudi Antaki, Ä°mam Åarani, Muhiddin Arabi, Åeyhülislam Ä°bni Hacer el Heytemi, Müçtehit Ä°mam Suyuti, Allame Sabban, Muhammed Berzenci, Allame Resul Essibki, Hasan Ä°raki, Ä°mam Kastalani, Abdülkadir Geylani, Kadı Beydavi, Muhammed Ramli, Åihabi Remli, Allame Alaattini Attar, Mevlana Halidi BaÄdadi, Ä°mam Rabbani, Aliyyul Havas, Ä°mam Nevevi, Yahya Muzuri, Said Nursi, Molla Cami, Allame Abdul Gafıri Lari, Ä°brahim Hakkı Erzurumi, Mukatil, Celali, Mahali, Celali Suyuti, Kadı Ebubekir Bakilani, Kadı Ä°yaz, Muhammed Savi, Fethullah Verkanisi, Muhiddin Haveyli ve Alaaddin Ohini gibi alimler vardır.
Bu alimlerin hepsi ve talebeleri mehdi konusunda aynı görüÅü beyan etmiÅlerdir...
Bu alimlerin görüÅü daha saygın ve sahih itibar edilir olduÄu için bizde ahir zaman konusunu onların beyanatlarını esas alarak iÅleyeceÄiz...
...Büyük mutasavvıf Sibgatullahi Arvasi'nin yeÄeni Allame Muhammed Hafid'in büyük Allame Hafız Muhittine naklettiÄine göre;
Mehdinin doÄumu: 1385
Zuhuru (çıkması): 1425' dir
...Hz. Mehdi (a.s.)'nin doÄumunun hicri 1385 ve zuhrunun hicri 1425 olduÄu "zuhurul mehdi ve deccal" adlı eserde mehdi ile ilgili nakledilen bir hadiste açıkça söylenmiÅtir.
Ayrıca bu eserde; "Hz. Mehdi (a.s.)'nin sırtında üzerinde bu Allah'ın halifesi, beklenen mehdidir yazılı bir mühür olacaÄı anlatılmaktadır." Ayrıca mehdinin müçtehit(içtihat eden) çok büyük bir islam alimi olacaÄı da o eserde geçmektedir." zuhrul mehdi ve deccal" adlı kitap Allame Resul Sibki'nin yazdıÄı en son eserdir.
..."Muhakkak Allah'ın taraftarları galip olanların ta kendileridir." Cümlesinin cifir hesabından anlaÅılıyor. Bu cümlenin cifr hesabı, hicri 1428 ediyor. Bu tarih Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkmasından üç sene sonradır. Ãünkü mehdi çıktıktan üç yıl sonra ilk büyük galibiyetini alıyor. Hz. Mehdi (a.s.)'nin ilk büyük galibiyeti hicr 1428 olduÄuna göre Zuhuruda "MehdiliÄinin ilan edilmesi" hicri 1425'tir...
...Bu ayette galibiyetin Hz. Mehdi (a.s.)'nin galibiyeti olduÄu hangi verilerden anlaÅılıyor. Ãnceki tarihlerde olan, Ä°slamiyet'in galibiyetlerinden herhangi biri olmaz mı? Niçin illa da Hz. Mehdi (a.s.) sonucu çıkartılıyor... Ayetteki kelimeleri "Kur'an Belagati" ilmine göre incelediÄimizde, ayette geçen galibiyetin, Mehdinin galibiyetinden baÅka bir Åey olmadıÄını açıkça görmekteyiz.
Ãünkü; ayette 4 tekid (pekiÅtirme) vardır... En büyük tekidin cümle de zikir edilmesi cümledeki galibiyetin en büyük galibiyet olduÄu açıkça bildiriliyor...Tarihte böyle bir galibiyet bu güne kadar olmamıÅtır. Fakat Mehdi müjdesini veren hadisler böyle bir galibiyetin ahir zamanda mehdi sayesinde olacaÄını açıkça haber verir...
YaptıÄım araÅtırmalar mehdinin 2005'te çıkacaÄını gösterdiÄine göre, Süfyanın da 2004 yılının sonunda çıkacaÄını göstermektedir. (Serkan Tekin, Kuran'da gizlenen tarihler. s. 160-202, nokta yayınları, 2002)
Ä°BRAHÄ°M KOCABIYIK
Åimdi'de "Mehdilik ve Ä°mamiye" kitabının yazarı Ä°brahim Kocabıyık'la 15-21 Ocak 2000 tarihihli Aksiyon dergisinde yapılan bir mülakatta mehdilik ile ilgili görüÅlerini aktaralım:
"Mehdilik ve İmamiye kitabının yazarı, İbrahim Kocabıyık:
"Hz. Mehdi (a.s.), insanlıÄın ıslahı için çalıÅanlardır"
Hz. Mehdi (a.s.) ile müceddit müteradif olarak kullanılmıÅtır. Ebu Davud'un Sünen'inde gördüÄümüz, Allah'ın yüz senede bir yenilediÄi bu mehdiler veya mücedditler deÄiÅik vasıtalarla toplumlara ulaÅmıÅlardır.
- Hz. Mehdi (a.s.) konusu dini kaynaklarda nasıl yer alıyor?
- Konu Kur'an'da Hz. Mehdi (a.s.) olarak geçmiyor. Hadi ismi 5 yerde Kur'an-ı Kerim'de zikredilir. Hadiyen ve Nasira Åeklinde. Kök olarak Heda kökünden geldiÄinden Mehdi ile Hadi isminin alakası vardır.
- Yani Hz. Mehdi (a.s.), Allah'ın Hadi ismine mazhar olmuŠkimsedir.
- Evet.
- Peki, Hz. Mehdi (a.s.) bir kiÅi midir?
- Hayır. Hz. Mehdi (a.s.) anlamını kedinde taÅıyan, yani insanları hidayete davet edenlerin baÅında peygamberler gelmektedir. Hidayete çaÄırma olayı, yaratılıŠçizgisinden uzaklaÅmıŠinsanların yeniden ana çizgiye çaÄrılmasıdır. Dolayısıyla bu iÅi en baÅta yapanlar peygamberlerdir.
Hz. Mehdi (a.s.)'nin diÄer anlamı da bol bol hediye daÄıtan, baÄıŠyapan demektir. Ä°nsanlar yaratılıŠçizgisine geldikten sonra anarÅiden, terörden kurtulmuÅtur. YaratılıŠçizgisi dediÄimiz Åey fıtrattır bir anlamda. Ãünkü din fıtridir, fıtri olanı ister. Gözün görmek istediÄi gibi. Ä°nsanın ruhu, kalbi gibi Åeyleri, ya da vicdanı diyelim topluca, ancak peygamberlerin sunduÄu Åeylerle tatmin olur. Ruhla fizik arasında denge ayarlanabilirse terör olmaz.
- Hz. Mehdi (a.s.)'nin ahirzamanla irtibatından dolayı mı terör ve anarÅi gibi günümüz açısından önemli olan tabirleri kullanıyorsunuz?
- Hayır. Ä°nsanlıÄın tarihinde irtica her zaman olmuÅtur, terör ve anarÅi her zaman olmuÅtur.
- O zaman Hz. Mehdi (a.s.) de sadece ahirzamanla ilgili deÄil.
Evet. Åundan dolayı rivayetlerde ahirzamanla ilgili olarak geçmiÅtir: Dünyamızın eceli kıyametledir. Elimizdeki hadis külliyatında -Kütüb-i Sitte dahil- Buhari ve Müslim'de ıslah edici bir mümin olarak geçer ama ismi verilmez. Buhari ve Müslim dıÅında Ä°bn-i Mace, Tirmizi, Ebu Davut ve diÄerlerinde Hz. Mehdi (a.s.) olarak zikredilir. Kıyametin yaklaÅmasına yakın anarÅi ve terör daha da yaygınlaÅacak. Ãünkü son peygamber gelmiÅ, fıtrat yolunu en açık Åekliyle ve bütün geniÅliÄiyle ortaya koymuÅ. Son peygamberden sonra baÅka bir peygamber daha gelmeyeceÄine göre, insanlık ana çizgiden daha çok uzaklaÅacaktır.
- Yani, taÅkınlıkların boyutu kıyametin kopmasını gerektirecek seviyelere ulaÅacak. Bu taÅkınlıklar o kadar zuhur ediyor ki artık, soyu benim soyumdan olacak dediÄi, bozulmamıÅ, o eskilerin ifadesiyle silsile-i zeheb, seyitler dediÄimiz o altın soydan gelecek diyor.
Kıyamet kopmadan önce tüm insanlıÄı kucaklayan bir ıslah hareketi olacaktır. Bu noktanın altını çizmekte fayda var. Mehdilik bölgesel, ya da bir ülkeye baÄlı bir hareket deÄildir.
- Burada müsaadenizle bir noktayı açalım. Esas Hz. Mehdi (a.s.) efendimizdir. Hadi ismine mazhar olmuÅ Åahıs ya da Åahıslar onun getirmiÅ olduÄu ve sizin de ana çizgi olarak adlandırdıÄınız çizgiye daha fazla insan ulaÅtırmakta rol oynarlar.
- Tabii.
- Ahir zaman Mehdi'si de o çizgiyi kendi zamanına en güzel Åekilde taÅıyacak olan kimse olmuÅ oluyor.
- Evet. Onun için bu manada Mehdi ile Müceddit müteradif olarak kullanılmıÅtır. Ebu Davudun Süneninde gördüÄümüz, Allah'ın yüz senede bir yenilediÄi bu Mehdiler veya Mücedditler deÄiÅik vasıtalarla o dediÄiniz toplumlara ulaÅmıÅlardır.
Mesela Ä°mam-ı Rabbani kendi döneminde mektuplarla uzak mekanlardakilere ulaÅarak bu tecdit vazifesini yapmaya çalıÅıyor. Mesela bir Ä°mam Gazali'yi alalım. Eyyühel Veled kitabını yazıyor, çocuÄuna nasihat gibi. Bir tehafütü'l Felasife'yi yazıyor felsefecilere karÅı. O dönemde Grek felsefesinin gençlerin dini inançları üzerinde olumsuz etkiler yaptıÄını görüyor. Günümüzde bir çok cereyanın etkilediÄi gibi. Bir taraftan Ä°hya-i Ulumi'd-din diÄer taraftan Tehafüt sanki Ä°slami ilimler yerle bir olmuÅ da yeniden ihya ediyormuÅ gibi bir ihya.
Bir ihya hareketidir zaten bunlar aynı zamanda. Dolayısıyla tecdidin altında yatan da bu ihyadır zaten. Bir reform manasında anlamamak lazım bu tecdidi. Onun için de Kur'ani çizgi dediÄimiz bu ana çizgiye, peygamber çizgisine çaÄıran bu mücedditler geniÅ kitlelere ulaÅmak için ya kitap yazmıÅlar, vaaz etmiÅler veya talebeler yetiÅtirmek suretiyle o talebeleri dünyaya daÄıtmıÅlar...
- En saÄlam iki kaynak olarak bildiÄimiz Buhari ve Müslim'de nasıl geçiyor?
- Mehdi ismini anmadan, ıslah edici mümin olarak geçiyor. DiÄer hadis kitaplarında ise Mehdi olarak geçiyor. Ãzellikle Tirmizi bu hadisleri aldıktan sonra "Haza sahihun hasenün" diyor. Tirmizi'nin kendi kritiÄinde bu ifade ile verilen hadisler Buhari ve Müslim hadisi gibi saÄlamdır. Asrımızda yaÅayan Kittani, Mehdilikle ilgili rivayetleri bir kitap haline getirerek, bu rivayetlerin toplamının tevatür derecesine ulaÅtıÄını söylemiÅ. (Aksiyon dergisi, 15-21 Ocak 2000)
SÃLEYMAN KÃSMENE
Günümüz araÅtınmacı-yazarlarından Süleyman Kösmene'nin de Mehdiyet konusunda birçok makalesi bulunmaktadır. AÅaÄıdaki alıntı, yazarın "Fıkıh GünlüÄü" adı altında köÅe yazılarını neÅrettiÄi "Yeni Asya Gazetesi'nin" 2 Ocak 2003 tarihli makalesinden alınmıÅtır.
Hz. Mehdi (a.s.)'nin GizliliÄi
Zonguldak'tan bayan okuyucumuz: "Ãstad Hazretleri, Mehdî için bazı yerlerde 'sonradan gelecek; biz ona zemin hazırlıyoruz' diyor. Bu ne demektir? Zemin hazırlamakla ne denmek isteniyor? Hz. Mehdî sonradan mı gelecektir?"
Alanya'dan Remzi Ãetin: "Risâle-i Nûr'u okuyanlar içinde Hz. Mehdi (a.s.)'yi arayanlar var. Hz. Mehdi (a.s.) gelmiÅ midir? Gelecek midir? Hz. Mehdi (a.s.)'yi bulan ne yapmalıdır?"
Ä°stanbul/Pendik'ten Rumeysa rumuzlu okuyucumuz: "Bir akÅam TV'de bir din bilimci, 'âyetlerden anlıyorum ki, Hz. Mehdi (a.s.) 2005 yılında gelecek' diyor. Bu ne demektir? Ne derece doÄrudur?"
Hazret-i Mehdî Aleyhisselâmın zuhuru, Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın âhirzamanla ilgili verdiÄi gaybî haberlerden birisidir. Bin dört yüz yıldan beri ümmet bu haberi gündeminde baÅ tacı olarak saklamıÅ; Deccal'den ne derece Allah'a sıÄınmıÅsa, Hz. Mehdi (a.s.)'yi de o derece Cenab-ı Hakkın rahmetinden beklemiÅtir. Her asır bir nevî Hz. Mehdi (a.s.)'ye ihtiyaç göstermiÅ ve müceddid mânâsında bir nevî Hz. Mehdi (a.s.)'yi görmüŠde olmasına raÄmen; bu son asırdaki Mehdi-yi Azam ayrı bir hususiyet, sıfat, unvan ve makamla beklenmiÅ ve âdetâ tüm ıslah ümitleri ona baÄlanmıÅtır.
Fakat Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm ile ilgili haberler de, diÄer âhir zaman haberleri gibi kapalı, perdeli ve doÄru tevil edilme gereÄi bulunan haberlerdendir. Nasıl Hazret-i Ä°sâ Aleyhisselâm geldiÄinde onu herkes tanımayacak, sadece onun yakınları ve havâssı, îmân nûru ile onu tanıyacak ise1; Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm için de bu böyledir. Yani herkes Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm'ı açıktan tanımayacaktır. Bunun bilhassa ibâdeti, imtihan sırrını ve kulluÄu ilgilendiren önemli hikmetleri vardır. Nitekim:
Bu bir peygamberlik olayı deÄildir ki, açıktan bilinsin. Mehdiyet makamı gizlilik dereceli bir makamdır. Ä°mtihan sırrı bu makamın gizli kalmasını gerektirir. Bu makam sahibi, peygamberler gibi kendisini açıktan ilân etmez. Bu makam için böyle bir zorunluluk ve ihtiyaç yoktur.
Peygamberlik makamını inkâr küfrü gerektirir. Bundan dolayı peygamberler "Lâ Ä°lâhe Ä°llallah" kelimesinden sonra kendilerinin Allah'ın kulu ve elçisi olduÄunu bir îmân akîdesi olarak formüle etmiÅler ve insanları bu îmâna çaÄırmıÅlardır. Bunun doÄruluÄunu teyid için de gerektiÄi zaman Allah'ın yardımıyla mu'cize göstermiÅlerdir.
Fakat mehdiyet makamı, "Allah'a ve peygambere îmân" hakîkatının içerisinde ve temelde bu hakikatı ispat için taraf-ı Ä°lâhîce ihdas edilmiÅ bir âhir zaman aynasıdır. Yani, îmân için bir aynadır; fakat imânın kendisi deÄildir. Hazret-i Mehdî Aleyhisselâmın mehdî oluÅuna imân etmek deÄil, ona tâbi olmak ve sunduÄu hakîkatlere tâlip olmak söz konusudur. Bu bakımdan Hz. Mehdi (a.s.), peygamber gibi açıktan gelmeyecek, kendisinin Hz. Mehdi (a.s.) olduÄunu îlân ve ifÅâ etmeyecektir.